Voltrun’dan esinlendi, yurtdışına açılacak

2016’da dönemin çizgi filmi ‘Voltran’dan esinlenerek ‘Volt‘ ve ‘Run’ kelimelerinden isim oluşturdular. “Arabaya bir enerji veriyoruz araba da koşuyor” demek istedikleri Voltrun ile yedi yıl içinde hızlı bir yatırım sürecine girdiklerini söyleyen Voltrun Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Somalı, 2024’te yurtdışı planlarını hayata geçireceklerini söylüyor.

PARA RÖPORTAJ/ MERVE YILMAZ GERGİN Türkiye’de son yıllarda elektrikli araçlara ilgi artıyor. Araçların kullanımının yaygınlaşması için şarj istasyonlarına erişim önem arz ediyor. Elektrikli araçlara yönelik düzenlemeler ve yatırımlarla beraber, elektrikli araçlar için şarj ünitesi üretimi yapan ve istasyon kuran firmaların sayısı ise her geçen gün artıyor. Bunlardan biri de Voltrun. Voltrun, Zebra Elektronik markası olarak 2016 yılında doğdu. Şarj üniteleri ve şarj ağı işletme yazılımları ile elektrikli araç kullanıcılarına hizmetler sağlayan Voltrun Enerji, soket sayısı ile sektörde üçüncü sırada yer alıyor. Voltrun Enerji, 2024’te gerek grubun ana şirketi Zebra Elektronik’in yazılım ve donanım ürünleri satışlarını, gerekse de Voltrun’ı yavaş yavaş yurtdışına taşımayı hedefliyor.

Voltrun’un üretim kapasitesi iki tip istasyondan oluşuyor. Türkiye’de Haziran 2023 rakamına göre yaklaşık 30 bin civarında elektrikli araç, 6 bin 500 adet de halka açık bir şarj ünite sayısı mevcut olduğu belirtiliyor. Elektrikli araç şarj ünitesi kurmanın, bulunduğu lokasyondaki AVM ya da restoran açısından da olumlu etkileri oluyor. Bir işletme, sözleşmesi karşılığında karşı tarafta bundan gelir sağlayabiliyor. Aslına bakılırsa lokasyona da kazandırma yönünde bir iş modeli var. Voltrun Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Somalı, ev-işyeri için ünite başına kurulumun bin-bin 500 dolar, destinasyon alanlarında 20 bin dolar, otoyollarda ise bu rakamın 30-40 bin dolarları bulabileceğini söylüyor.

Berkay Somalı ile üretimlerini, elektrikli şarj üniteleri pazarını, dönüşüm sürecini ve şarj hizmeti ücretlerini konuştuk…

-Voltrun Enerji A.Ş. hakkında kısa bir bilgi alabilir miyiz? Ne zamandan beri hizmet veriyor? Üretim kapasitesi, çalışan sayısı ve yatırım miktarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Türkiye’nin elektrikli araç şarj istasyonları ve istasyon ağ çözümleri alanında öncü şirketi Zebra Elektronik ve Voltrun, aynı firmaydı yakın zamanda bölündüler. Voltrun alt iştirak şirketi oldu. Firma, esasında Zebra Elektronik olarak 2011 yılında kuruldu. Tamamen elektrikli araç şarj sektörüne teknolojik çözümleri sunmak üzerine kurulan bir firma. Voltrun, Zebra Elektronik’in bir markası olarak 2016 yılında doğdu. Halihazırda 80 çalışanımız var. Üretim kapasitemiz ise iki tip istasyondan oluşuyor. AC ve DC. AC’de aylık bin adet civarında, DC de ise aylık 50 adet civarında üretim kapasitemiz mevcut. Bugüne kadar gerçekleştirilen yatırım miktarı ise 10 milyon dolar.

-Voltrun ismi nereden geliyor?

Voltran, çocukluğumuzun çizgi filmlerinden biriydi. Biraz ondan esinlendik. ‘Volt’ ve ‘Run’ kelimelerinden oluşturduk. Biz arabaya bir enerji veriyoruz araba da koşuyor. Biraz buradan türettik gibi oldu. Ekip olarak kendi aramızda anket yaptık ve en beğenilen isim Voltrun oldu.

-Voltrun’un kaç şarj noktası mevcut?

2016’da ilk ürünlerimiz ve yazılımlarımız çıktı. O günden bu yana da Türkiye’nin elektirik şarj istasyonu pazarında önemli bir isim oldu Voltrun. Şu anda da 700 civarında şarj noktasıyla elektrikli araç sahiplerine hizmet veren bir firma konumunda. 2022’deki Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) yönetmeliğinden sonra lisanslı bir firma olan Zebra Elektronik, şimdi bu lisansını Voltrun adı altında devam ettirecek.

-Türkiye’deki elektrikli araç sayısı ve şarj istasyonu sayısının mevcudu nedir? Soket sayısı bakımından Voltrun kaçıncı sırada yer alıyor?

Haziran 2023 rakamına göre yaklaşık 30 bin civarında elektrikli araç olduğunu biliyoruz. 6 bin 500 adet de halka açık bir şarj ünite sayısı mevcut. Bir de halka açık olmayanlar var, onlar ev tipi oluyor. Bireysel kullanım bagajınızda taşıdığınız küçük çapta şarj edebildiğiniz ünitelerin sayısı henüz bilinmiyor, ama 20-30 bin adet de onun olduğunu tahmin ediyoruz. Şu an Voltrun olarak sektörde üçüncü sırada yer alıyoruz.

-Tüm dünyada elektrikli araçlara dönüşüm hızlanırken, Türk tüketicisinin en büyük kaygılarından biri olan şarj istasyonu sorununu çözecek yatırım atağı hızla devam ediyor. Sizde durumlar nasıl? Yeni yatırımlar olacak mı?

Tabii ki. Aslına bakarsanız sektör, işe daha yeni başlıyor. Doğum tarihine de EPDK yönetmeliği olarak bakıyoruz. Ondan öncesi dört firma vardı bu işle ilgilenen. Şu anda 130 firma oldu. Dolayısıyla birçok yatırımcı açısından cazip bir sektör. Biz de bu sektörde yerimizi hem korumak hem de pekiştirmek amacıyla yatırımlarımıza devam etmek zorundayız. Hızlanarak artan bir yatırım sürecindeyiz. Bu zamana kadar AC ünitelerle belli bir network kurduk. Bundan sonra kendi üretimimiz olan DC ünitelerle de bu network’umuzu daha da yaygınlaştıracağız. Bununla birlikte sadece Türkiye değil yurtdışına da açılım hedeflerimiz bulunuyor. Özellikle 2024’te gerek Zebra Elektronik’in yazılım ve donanım ürünlerini satışına başlama, gerekse de Voltrun’ı yavaş yavaş yurtdışına taşıma hedeflerimiz bulunuyor.

-Yurtdışından talep var mı?

Voltrun, oldukça sevilen bir isim. Yurtdışından çok talep alıyoruz. ‘Gelin Voltrun’ı bizim ülkemizde kurun gibi’ talepleri oldukça sık duyuyoruz. Onları değerlendirmek de istiyoruz. Pek çok ülkeden bu talebi aldık. Ancak ağırlıklı olarak Ortadoğu ve Doğu Avrupa ülkelerinden geldi. Aslında elektrikli araçların yeni yeni başladığı pazarlar daha çok ilgileniyor. Orada bu şarj ağı işletmeciliği konuları gündemde olduğu için hazır bir çözümü kendi ülkelerinde uygulamak isteyen girişimciler var. Biz de bunlarla irtibat halindeyiz.

-Akaryakıt zamları sonrası gözler, otomotiv sektörüne de çevrildi. Bu zamlar sonrası elektrikli araçlara yönelim artar mı?

Elektrikli araçlara yönelim, akaryakıt zamlarından bağımsız olarak artacak. Her türlü elektrikli araçlara dönüşüm başlamış durumda. Şu andaki satışlara bakıldığında satış rakamları Türkiye’de yüzde 3.5’ler mertebesine ulaştı. Avrupa’da yüzde 10’ları geçti. Ayrıca yüzde 15-20 mertebesine ulaşan pek çok ülke var. Dolayısıyla elektrikli araçlara geçiş, birçok insanın tahmininden çok daha hızlı olacak gibi gözüküyor. Bu soruları bundan üç-beş sene önce sorsaydınız; 2040-2050’li yıllarda ancak geçiş tamamlanır, derdim. Ancak şu anda 2030’larda göreceğiz gibi. Avrupa Birliği 2035’te içten yanmalı akaryakıtlı araçların satışını durdurmayı planlıyor. Ben o tarihe bile kalacağını düşünmüyorum. Gözlemim 2030 başlarında bu işin büyük oranda tamamlanacağı yönünde.

-Ülkemizdeki şarj altyapıları hakkında ne düşünüyorsunuz? Şu an yeterli, diyebilir miyiz?

Bunu ikiye ayırmak lazım. Birincisi elektrik tedariki arzı. Bu konuda Türkiye devamlı yatırım halinde. Özellikle özel sektörün yenilenebilir yatırımları çok ciddi anlamda devam ediyor. Dolayısıyla üretim anlamında Türkiye’nin herhangi bir sıkıntı yaşayacağını zannetmiyorum. Fakat iş orada bitmiyor. Ölçeği ülke çapından biraz daha mahalle çapına çektiğimiz zaman karmaşıklaşmaya başlıyor. Buralarda hem yatırım gerekecek hem de birtakım akıllı teknolojilerin uygulanması gerekecek. Bununla alakalı önümüzdeki dönemlerde yoğun yönetmelik çalışmalarının olacağını düşünüyorum.

-Elektrikli araçlarla ne kadar yol gidilebiliyor?

Araca göre değişiyor. Şu anda piyasada satılan araçlar 400 ile 500 kilometre arasında bir menzille sunuluyorlar. Tabii bu; ne kadar hızlı gittiğiniz, yol koşulları ve hava koşullarına göre değişebiliyor.

-Sizce üretici firmaların geçişi kolay olur mu? Ayrıca insanların sosyolojik geçişi de tabii…

Artık çok fazla geçen üretici var. Geçmeyenler de hayatta kalamayacak. Birçok üretici marka açıklama da yaptı. 2030’dan sonra sadece elektrikli üreteceğim diyen markalar var ya da mevcut ürünlerimin hepsini elektrikli versiyona çıkaracağım diyenler de. Avrupalı ve Amerikalı üreticilerin hepsi bu yola baş koymuş durumda. Geçemeyen üreticiler, ya geçmek zorunda kalacaklar o zaman da iş işten geçmiş olacak ya da artık piyasadan silinecekler.

-AVM ya da restoran gibi yerlerden gelen kurulum talepleri nasıl?

Bazen onlardan, bazen bizden, bazen de elektrikli araç sahibinden geliyor. Bizim burada amacımız Voltrun’u, tüm Türkiye’de erişilebilir hale getirmek. Talep olmasa bile o noktalarda yer almak amacıyla kurulum yapıyoruz. Taleple artırdığımız birçok yer var.

-Elektrikli araçlar konusunda Togg, algıyı ne yönde etkiledi?

Togg, elektrikli araçlara ilgiyi çok artırdı. Bir kere aracın kendisi zaten çok güzel. Dolayısıyla o anlamda elektrikli araçlara pozitif algıyı artırdığını söyleyebilirim. Farkındalık yarattı. Biz daha önceleri elektrikli araçları konuşurken Premium segmentten bahsediyorduk ve bunun halka inmesinin zaman alacağını düşünüyorduk. Togg onu başardı. Herkesin elektrikli araç konuşmasını ve istemesine ön ayak oldu.

“Lokasyon işletmecileri de gelir dağılımından yararlanıyor”

Elektrikli araç şarj ünitesi kurmak; aslında kurulan yer ile Voltrun arasında bir sözleşme yapmak anlamına geliyor. Çünkü biz her kurduğumuz yerle bir işletme sözleşmesi de yapıyoruz. Bu işletme sözleşmesinin karşılığında karşı taraf da bundan para kazanabiliyor. Orası bir AVM ya da bir restoransa lokasyon işletmecileri de kurulan istasyonlardan para kazanmış oluyor. Bir gelir dağılımı söz konusu. Oradaki iş modelimiz de sadece bizim kazanmamız yönünde değil. Aslında o lokasyona da kazandırma yönünde bir iş modeli var. Burada şarj ünitesi kurulduğu zaman aslında park haricinde başka bir işe yaramayan bir otoparkı iş anlamında kazanca dönüştürebilme yeteneğine sahibiz. Dolayısıyla bu şekilde düşünen işletmecilerin bize başvurmalarını teşvik etmek ve gelir paylaşımlı bir şekilde işletmek istiyoruz.

“Yapılan yatırım, şarj hizmeti ücretini değiştiriyor”

Temelde birkaç farklı şarj kullanım tipi var. Biz bunu dörde ayırıyoruz. Bunlardan biri bireysel kullanım. Mesela villası, müstakil evi olan birisi bu tipi kullanıyor. Bu yöntem çok fazla gelişmeye açık değil, belli kişilerin kullanabileceği yöntem. Bizi ilgilendiren asıl üç tip var. Birincisi ev-işyeri kullanım tipi, ikincisi destinasyon şarjlı. Bu bir hastane, AVM, okul yerleri olabilir. Bunlar biraz daha hızlı AC ya da DC üniteler oluyor. Üçüncü yöntem ise siz A noktasından B noktasına uzun bir yolculuk yapacaksanız otoyol şarjı. Bu tip en hızlı ünitelerimizin yer aldığı lokasyonlar oluyor. Maliyet tarafında ise ev-işyeri için ünite başına bin-bin 500 dolarlık maliyetlerle bu kurulumları gerçekleştiriyoruz. Destinasyon alanlarında ise eğer DC kurulumlarımız varsa burada maliyetler çok artabiliyor. 20 bin dolarları bulabiliyor. O da bir saatin altında sizin aracınızı full’leyip tekrar yolunuza devam etmenizi sağlayacak kapasiteye ulaştırıyor. Otoyollarda ise altyapının da getirilmesi gerekiyor. Birçok yerde uygun altyapı yok ve üniteler de daha hızlı olacağı için orada ünite başına maliyetler 30-40 bin dolarları bulabiliyor. Buna göre de sizin şarj hizmet bedelinizde değişiklikler oluyor. Sitede şarj ettiğiniz zaman 4,5 liralara kilowatını şarj ederken, dışarıda AVM’de şarj ettiğiniz zaman bu 5,5-6 liraları bulabiliyor. Otoyolda şarj ettiğiniz zaman ise 7,5-8 liraları bulabiliyor. (Kilowatt saat başına maliyet) Yapılan yatırımla şarj hizmetinin ücreti deşiyor.

Kaynak: https://www.paradergi.com.tr/is-dunyasi-kulis/2023/09/25/voltrandan-esinlendi-yurtdisina-acilacak